3000 yıllık İncekemer Köprüsü’yle birlikte bir tarihin sular altında kaldığı göl kenarı bana çok derin duygular yaşattığı için ayrıca sevdiğim bir alan.
Yağışların kuvvetli olduğu sezonlar sonrası gölün doluluk oranının %80’i geçmesiyle göl kıyı şeridinin haritası tamamen değişiyor.
Bu değişim sebebiyle gece yarısı kamp yeri bulmak için başlayan yolculuğum, suyun aniden önümü kesmesiyle son buldu. Gnays dediğimiz metamorfik kayaçların milyarlarca yıllık aşınma süreciyle döktüğü kaygan kum zeminde, eğimli yolda tekerleklerin tutunması standart çekişli araçlarla gerçekten zor oluyor. Başka bir araç olsa sanırım bu yola girmeye cesaret edemezdim.
Subaru XV’nin simetrik sürekli dört çeker özelliği ile zorlanmadan ilerledim. Fakat yol tahminimden önce bitince geri dönmek için yaklaşık 2 km’lik bir mesafeyi, geri geri giderek geçmem gerekiyordu. Gecenin karanlığında, kaygan ve eğimli zeminde, daracık yolda manevra yapıp dönecek yer bulmak mümkün değildi. Yolun bir yanı göl, diğer yanı kayalıktı. Sinir bozucu darlıkta olan yolda zar zor biraz geri geri gittikten sonra yaklaşık 1 m genişleme olan küçük bir yer gördüm. Arabadan inip manevraları gözümde canlandırdım. Aracı kayalara çarpmadan ve göle doğru kaydırmadan bu dar alanda manevra yapabilmek için X-MODE’u aktif hale getirdim ve ardından sanırım 10 civarı ileri geri manevra ile arabayı 180º döndürmeyi başardım. Bu tecrübe beni Subaru’ya, çekiş sistemine ve X-MODE özelliğine tam anlamıyla güvenmemi sağladı. Yürürken bile ayaklarımın altından kayan zeminde, manevralar sırasında tekerlekler çeyrek tur bile boşa dönmedi.
instagram : dincersertkaya
facebook: dincersertkaya
www: www.dincersertkaya.com
photocredit: Dinçer Sertkaya